Karşıyaka İhtisas Gençlik ve Spor Kulübü
"Karate-jutsu", "Karate-do", ya da yaygın kısa kullanımıyla sadece "Karate", Japoncada Kara (boş), Te (el) ve Do (yol, sanat) kelimelerinin birleşiminden meydana gelmiştir. Anlaşılacağı gibi "Boş elin yolu, sanatı" anlamına gelmektedir. 1800'lerde, bugünkü Okinawa olan Ryukyu Krallığı'nda doğan ve geliştirilen karate-do, Çin'in güneyindeki Fujian orijinli "Beyaz Turna" stili Kung Fu'dan etkilenmiştir. Genel olarak yumruk, tekme, diz ve dirsek saldırılarını kullanan karate-do, tutma, atma, eklem kilitleri ve hayati nokta saldırılarını da kapsayan tekniklere sahiptir.
Karatenin temelinde yatan düşünce, insan vücudunun tüm kaynaklarını efektif bir şekilde kullanarak, fiziksel, ruhsal ve düşünsel mükemmelliğe ulaşmaktır. Yani, karate sadece bir dövüş sporu değildir, bir hayat felsefesidir. Karatede seviyenizi geliştirebilmek, disiplinli çalışma gerektirir. Karate tekniklerinin sizden beklediği idman koşullarını yerine getirebilmek için çok sağlam bir iradeye, üstün konsantrasyona ve düşünsel berraklığa sahip olmanız gerekir. Dolayısıyla antrenmanlarda sizden beklenenleri gerçekleştirebilmeniz için uygulayacağınız fiziksel ve mental teknikleri, alışkanlık haline geleceğinden, bütün yaşamınızda uygulamaya, günlük hayatınıza adapte etmeye başlayacaksınız.
Özetle, düzenli ve disiplinli idmanlar sayessinde, karate felsefesini kavrayacak ve hayatınızın her alanında kullanabileceğinizi göreceksiniz. Peki, bu bahsedilen felsefe nedir?
Üzerine ansiklopedi yazılabilecek karate felsefesini özetlemek çok kolay değil. Belli bazı temel prensipler / kavramlar üzerinden ipucu verilebilir sadece. Mesela bir karate öğrencisinin benimsemesi gereken 4 temel prensibin; "Shoshin" (acemi ruhu/düşüncesi), "Mushin" (sıfır düşünce), "Fudoshin" (sarsılmaz düşünce/ruh/irade), "Zanshin" (eksiksiz odaklanma) olduğunu söyleyebiliriz.
"Sho", Japoncada "başlangıç" demektir. "Shin" ise düşünce, ruh, zihniyet anlamlarına gelir.
İngilizceye "Beginner's mind" olarak tercüme edilen Shoshin; açık fikirli, ön yargılardan uzak olarak öğrenmeye hazır olmayı kastetmektedir. Dolayısıyla Türkçeye basitçe "Acemi Ruhu" olarak çevirmek yanlış olmaz. Bu ruha sahip olmak başlangıçta kolaydır. Sürdürmesi, zor olan kısmıdır.
Bu düşünce yapısını daha iyi anlamak için çocuklara bakmak gerekir. Çocukların nasıl bir öğrenme tutkusuyla çevrelerini gözlemlediklerini hepimiz biliriz. Bu, boş beyinlerini doldurma arzusundan kaynaklanır ve çocukların hiçbir önyargısı yoktur. Bu yüzden çocuklar çok hızlı öğrenirler ve yine bu yüzden "Ağaç yaşken eğilir" diye bir atasözümüz vardır.
Beyaz kemer olarak dojoya gelen bir öğrencinin bu ruhu yakalaması (yaşı ne olursa olsun) kolaydır. Fakat karate öğretisi, bu ruhu hep taşımanızı gerektirir. Bazı insanlar, siyah kemer sahibi olduktan sonra, herşeyi bildiklerini zannetmek hatasına düşerler. Bu da karateden hiçbir şey öğrenemediklerini gösterir. Karatede siyah kemer, Japonca Shodan demektir ki bu da Türkçede Başlangıç seviyesi demektir. Yani siyah kemer takmaya hak kazanmak herşeyi öğrendiğiniz anlamına gelmez. Aksine öğrenmeye daha yeni başlıyor olduğunuz anlamına gelir. Siyah kemere kadar karatenin temellerini atarsınız. Siyah kemerden sonra gerçekten birşeyler öğrenmeye başlarsınız.
Aceminin zihninde birçok olasılık vardır. Ustanın zihnindeyse birkaç.
Bu da İngilizceye No mind olarak çevirilmekte. Son Samuray filminden hatıladığımız "no mind" yani "hiç düşünce" (filmde böyle çevrilmişti), bozuk çeviriye rağmen bize zihnini boşaltmayı çağrıştırmaktadır. Hiçbir şey düşünmemek demektir. Hiçbir şey düşünmemek zordur. Hiçbir şey düşünmemek, hiçbir şey hakkında düşünmek değildir. Düşünmemektir.
Mushin'in uygulanması, zihnin her türlü düşünceden arındırılmasıdır. Daha anlaşılır bir örneklemeyle; dolu bardağı boşaltmaktır. Amacı ise; zihnimizi boşaltıp tüm enerjimizi o an yaptığımız işe vermektir.
Mushin, günlük yaşamın kargaşasının beynimize sapladığı düşüncelerden sıyrılmak ve beynimizi boşaltmak olarak da nitelendirilebilir. Böyle söyleyince daha da zorlaşıyor değil mi? İşte, karate idmanlarında kazanabileceğiniz bir zihniyet de budur.
Zihnini boşalt. Biçimsiz, şekilsiz, su gibi ol.
Bu terimi de "sarsılmaz irade" olarak Türkçeleştirebiliriz. "Fudo", sabit anlamına gelir. Hiçbir gücün yerinden oynatamayacağı bir iradeyi ifade eder.
Bu kavramın anlatmak istediği de; hiçbir dış etkenin düşüncenize etki etmemesidir. Hiçbir ordunun asla içeri sızamayacağı güvenlikte bir kale düşünün. Bu, Fudoshin'dir.
Girişimcilikle ilgili kişisel gelişim kitaplarının belki de en çok üstünde durduğu konulardan biri; olumlu ya da olumsuz tepkilere karşı duygusuz olmak ama onları anlamak gerektiğidir. Kökeni de Fudoshindir. Özetle diyebiliriz ki; yaptığınız işte, gittiğiniz yolda başarıya ulaşmak için, sarsılmaz bir inanç ve iradeye sahip olmanız ve dışarıdan gelecek her türlü etkene (olumlu ya da olumsuz) karşı sağlam durmanız, olumlu etkenlerden dolayı şımarmadan, olumsuz etkenlerden dolayı yılmadan hedefinize emin ve sarsılmaz adımlarla ilerlemektir Fudoshi.
Bu kavramı İngilizceye "Remaining mind" olarak çeviriyorlar, yani "arta kalan düşünce / zihin / ruh". Karate felsefesi bu ifadeyle, ruhun / zihnin daima bilinçli, uyanık ve teyakkuzda olmasını kasteder. Amaçlanan şey, daima tetikte olmaktır.
Mesela bir müsabakada, tekniğinizi başarılı bir şekilde yaptınız ve puan aldınız. Bunun sevinci ve rehavetine kapılmamaktır Zanshin. Müsabakayı kazanmış olsanız bile, zafer karşısında bilinçli ve vakur davranmaktır (yani kendini bozmamak da denilebilr).
Zanshin, başarıyı hedefleyen insanın, hedefine ulaşana kadar gösterdiği ciddiyeti, disiplini, ahlakı, hedefine ulaştıktan sonra da koruyabilmesidir. Bunu korumak, başarının devamlılığı için bir gerekliliktir.
Özetle Zanshin; rehavete kapılmamak, her zaman her şeye hazırlıklı olmaktır.
Hep hazır ol. Böylece hazırlanmakla vakit kaybetmezsin.